İki çocuk uçaktan düşerlerken
Silah tutar diğer iki çocuk
Uçan ikiliyi kuşlar gibi avlamak için
Atlar çocuklar, kuş gibi vurur diğer çocuklar
Muhtemelen yaşıttırlar
Uzun bir tren yolculuğunda karşılaşsalar
Şakalaşıp, birbirlerine sigara tutarlar
Bütün bunları, aynı yeşil gözlerle izler
Aynı yeşil gözlerle çocuklarını seyrettiği gibi
*
Sevdiğine sevdiceğine
Gökyüzüne buluta
Ağaca, nehire, kuşlara
Parçalanmış vücutlara, göç edenlere, kaçanlara ve saklananlara
Aitmiş gibi görünür, oysa
Göçmenlik etmekte olan üç yaşındakinin bilmediği gibi
Çikolatanın kendi ülkesinde yetiştiğini de bilmez öbür üç yaşındaki
O çocuğun bilmediğini de bilir ve
Aynı yeşil gözlerle izler
Aynı yeşil gözlerle kendi çocuklarını seyrettiği gibi
*
Bombalar patlar, bedenler dağılır dört bir yana
Kafalar kesilir, insanlar kurşuna dizilir
Taşlanarak öldürülür kadınlar
Boğulur üç yaşında çocuklar
Uzaktan kumandalı ekranda, tek gerçeklik vardır
Yeşildir ekran ve O yeşil, gerçekte ihtirasın rengidir
Tarlaların değil
Ama bir tek tarladakiler bilir bu gerçeği
O yine aynı yeşil gözlerle izler
Aynı yeşil gözlerle kendi çocuklarını seyrettiği gibi
*
Biz hep birlikte ve hiç yaşamamışcasına ölü
Hikâye hep aynı
Ve o;
Aynı gözlerle izler
Kendinden uzak
Asla yakın olmadan
Aynı yeşil gözlerle
Seyreder çocuklarını
28.11.2015, Istanbul
Candan Akkan