Müşfik Hocamdan Hareketle

Kendine acıma derdi Müşfik Hoca, sahne dersinde karakter çalışırken. Çalışıp, heyecanla sahneye çıkardım öğrenciliğimde.  Karakteri canlandırırken başkalaştırırdım kendimden, sanki o başka biri ve ben onu vücuda getiriyordum. Onun sesi, onun yüzü oluyordum ve onun acılarını, sevinçlerini yaşatıyorken kendimi unutuyordum. Tuhaf bir varlık çıkıyordu ortaya izlendiğinde. Hocamın “İnsan Ol” deyişi kulaklarımdan hiç gitmedi bu yüzden. Sanki iki adım yukarı çıkınca yabancılaşıyordum. Şimdi kendimi değil, size Desdemona’yı aynen şekletmeye geldim der gibiydi. Desdemona’yı kendi içimde görmeyi çok sonra öğrendim. Sahnede de değildim. Belki öğrendikten sonra sahneye çıksam, hocam çok beğenirdi beni. İnsan olmuş derdi. Gözlerindeki acı, bedenine yansırken kararlı adımlarla yürüyen, gerçek bir insan, sahneye çıkmış, yaşanan durumlar karşısında bir kadını anlatıyor olurdu. Oysa öğrenci halimizle genellikle, yaşanan durumlar karşısında gördüğümüz ve okuduğumuz insan hallerinden çokça etkileniyor ve etkisi altında kalarak başkalarına yansıtıyoruz. Sempati duyuyoruz. Hocam bana (ve tüm öğrencisi olan arkadaşlarıma), “acıma” derken aslında “insanı anla ve kabul et” diyormuş. O kendi içinde biricik ve sen de onu o biriciklikle anlatırken insan olmanın şakaya gelmeyeceğinin farkında olmalısın diyormuş. Oyuncu olmak, bu sebeple belki de en zor meslektir. Ve oyuncu olabilmek için, önce tüm erdemleriyle insanı anlayabilmek gerekir, ki anlatılabilsin. Tüm dünya bir tiyatro sahnesidir ve kadın erkek herkes ancak birer oyuncu…

Müşfik Kenter hocam zamana meydan okur. Sesi her zaman kulaklarımdadır ve öğrettikleri yaşam boyu öğretilerdir. Yaşamımda pek az insan böyle etki bırakmıştır -iz bırakanlar belki de uğrar çıkarlar hayatlarımıza hep-  İz bırakanlar ile aynı ailedenmişiz duygusu oluşur, zamanla kuvvetlenir. Ölüp gitseler de hiçbirşey değişmez, onlar hep bizim kalırlar. Afşar Timuçin hocamın “ sanatçı taviz verirse ölür” derken korku duyduğum gibi, Fevziye İnal hocam sağ ve sol beynimi çeşit çeşit ritmlere sokarak çalıştırdığı gibi.

Neyi isteyip neyi istemediğime karar verdiğim gençlik yıllarında edindiğim derin bilgi ile diyalektik beynin hiç sevmediği dominant, hırslı, kaprisli, benmerkezci ve güvenilmez yüzlerle dolu çoğunluğun içinde korkunç yalnızlığı hissettim. Bir daha asla hissetmek istemediğim için de edindiğim tüm birikimlerimle yol değiştirdim.

Yolculuk böyle birşey. Tüm kitapları okusan, tüm nasihatleri dinlesen de deneyim herşey.

Aradan geçen onlarca yıl içinde bir gün bile pişmanlık hissetmedim. İnsanı anlamak ve insanı insana anlatmak için sahneye de ihtiyaç duymadım. Ve işim de yine bu oldu. Bir sanatçı olarak değil, bir sanatsever olarak kalmayı tercih ettim. İnsanları okurken, dinlerken, onlarla iletişim kurarken ve onlara onları anlatırken, onlara konular anlatırken hep insan olmanın inceliklerini düşündüm. Sağ ve sol beynimi çalıştırmaya çalıştım. Anlamaya ve çözüm üretmeye odaklandım. Canlandırmak yerine gerçek kişilerle yüz yüze geldim, gelmeye de devam ediyorum.

Anlatmaya kendimden başladım günlüklerimde. Bir gün geldi, kaybettim günlüklerimi. Bir gün geldi gün gün yazmaktan vazgeçtim ve biriktirip yazmaya başladım düşüncelerimi. Herşeyi olduğu gibi birebir yazma eyleminden yaşadıklarımı süzgeçten geçirip yazma eylemine doğru epey zaman geçirdim. Kısa kısa başladım aslında epey uzundular. Bir konuyu kısaca yazayım derken lafı uzattım da uzattım. Kendi kimliğini aradı cümlelerim. Bir şekil aradılar. Sonra şekilsizliğe yöneldiler. Gelişigüzel gibi görünen ama kendi içinde bir mantığı olan cümleler oluşmaya başladı. Bir süre sonra cümleler kısaldı ve anlamlar çoğaldı. Yazma hevesim arttı. Kendimi daha çok sevdim yazarken. Beğenilsin diye değildi gayretim artık. Anlatan da oynayan da ben oldum. Yaşama dair hiçbir duygu ve düşünce, şakaya gelmezdi. Bunu Nazım Hikmet söylemiş zamanında. O da zamana meydan okur.

Hangi aileden geldiğimi değil, hangi ailede olduğumu öğretiyor bu yaşam bana. Sürekli biriktirip durduğum anlar ile doluyum. Ben hala bir kız çocuğuyum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s